#BaşkaTürlüMeksikaKüba yine deneyimlerle dolu; klasik Amerikan arabaları ile dolaşacağımız Havana’da bize özel terasımızdaki salsa ve mojito yapım dersleri, kristal berrak cenotelerden beyaz kumsallara, turkuaz sulardan rengarenk resiflere Meksika’nın sıra dışı doğası, kimi zaman kolonyal bir casa particular’da kimi zaman tarihi bir çiftlik evinde, kimi zamansa okyanus kenarında geçireceğimiz geceler ve elbette Havana sokakları. Hepsinin ötesinde merkezine sıcakkanlı Meksikalı ve Kübalıları koyacağımız yine #BaşkaTürlü bir seyahat olacak.
Gidiş: 29 Mart 2025 Cumartesi / 01:55 / Türk Hava Yolları / Istanbul – Mexico City
Dönüş: 7 Nisan 2025 Pazartesi / 07:55 / Türk Hava Yolları / Havana – Istanbul
Bu seyahatte konaklayacağımız otellerin listesini aşağıda bulabilirsiniz.
Havana : Casa Havana Loft (2 gece)
https://novelacuba.com/en/casas/271/Loft-Habana
Küba’da yerel ailelerin özel izinle işlettikleri casalarda yapılacak olan konaklamalarda ülke uygulamaları gereği kalınacak evlerin değişebileceğini ve grubun benzer standarttaki farklı casa’larda kalabileceğini hatırlatalım.
Mexico City : Hotel Stanza (2 gece)
Valladolid : Hotel Meson del Marques (2 gece)
https://www.mesondelmarques.com/
Playa del Carmen: Magic Blu Spa Hotel (2 gece)
https://magicbluespahotel.com/
*Otellerimizin şartlar doğrultusunda benzer kalitedeki alternatifleriyle değişebileceğini hatırlatalım.
Ücrete neler dahil?
Ücrete neler dahil değil ?
İptal ve İadeler konusunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı‘nın Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’ne bağlı bir şekilde hazırlanan Satış Sözleşmesine uymakla yükümlüyüz.
Bize yazılı olarak bildirmek kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilirsiniz.
1. Meksika-Küba Turu başlamadan en az 30 gün önce yapılan iptal bildirimlerinde, ödenmesi zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar hariç olmak üzere, herhangi bir kesinti yapılmaksızın ödemiş olduğunuz bedeli size on dört iş günü içerisinde tamamen iade ediyoruz.
2.Meksika-Küba Turu başlangıcına 30 günden az kalan iptal taleplerini maalesef kabul edemiyoruz. Böyle bir durumda ödemiş olduğunuz tur bedelinin tamamı sizden tahsil edilmiş oluyor ancak elinizde olmayan sebeplerden (bunlara mücbir sebepler deniliyor) dolayı seyahati iptal etmek durumunda kaldıysanız, yapmış olduğunuz ödemenin iadesi için adınıza yaptırdığımız Güvence Paketi’ne başvurup sigorta aracılığıyla iade başvurusunda bulunabilirsiniz. Sigorta şirketi başvurunuzu inceleyecek ve size bu konuda geri dönüş yapacaktır.
Size göndereceğimiz satış sözleşmesinde bu konular hakkında daha detaylı bilgiye bulabilir, sorularınız için bize ulaşabilirsiniz.
Türk Hava Yolları’nın direkt seferi ile İstanbul’dan Mexico City’e uçarak Meksika-Küba maceramıza başlayacağız. Yolumuz uzun olduğuna göre okumak için Jose Canton Navarro’nun Küba Tarihi’ni, izlemek içinse Netflix yapımı 8 bölümlük The Cuba Libre Story belgeselini tavsiye ediyoruz. Meksika kültürünü biraz anlamak için, eğer hala izlemediyseniz eğlenceli bir animasyon olan Coco filmini de mutlaka izleyin deriz.
Meksika Küba turumuzun Meksika ayağındaki ilk günümüzde sabah erken saatlerde Mexico City keşfimiz başlıyor. Meksika’yı bir güneş sistemi gibi düşünecek olursak Mexico City için bu sistemin güneşidir diyebiliriz. Bu sebepten yüz yıllar önce Azteklerin kurduğu şehrin her köşesinden tarih, sanat ve kültür fışkırıyor. Şehirde 150’den fazla müze olduğunu söylersek ne demek istediğimiz anlaşılacaktır.
Meksika’da ana meydanlara Zocalo deniliyor ve her şehirde bir Zocalo var. Biz de şehri buradan tanımaya başlayalım istedik. Bu bölgenin en büyük özelliği geçmişte Aztek İmparatorluğu’nun başkenti olan Tenochtitlan şehrinin merkezi olması. Hatta Aztekliler burayı dünyanın da merkezi olarak kabul ediyorlardı. Meydanın hemen yanında bulunan Templo Mayor şehrin ana tapınağıydı. Bugün bu tapınağın kalıntıları halen meydanın yanında görülebiliyor.
Meksika’nın en önemli sanatçılarının eserlerine ev sahipliği yapan Palacio de Bellas Artes yani Güzel Sanatlar Sarayı ile başlayan yürüyüşümüz, Metropolitan Katedrali, Tenochtitlan şehir kalıntıları ile devam eden kültür yürüyüşümüz Palacio Nacional’da son bulacak. Palacio Nacional’de bulunan mural yani duvar resimlerine bayılacaksınız. Adeta Meksika tarihinin tasvir edildiği bu müzedeki eserler bazı sanat severler tarafından dünyanın en iyi muralları olarak kabul ediliyor. Resimlerin en meşhuru Meksika’da mural hareketini kuran kişi olarak bilinen Diego Rivera’ya ait. Birçok insan kendisini Frida Kahlo‘nun eşi olarak biliyor.
Kültür yürüyüşümüz Meksika lezzetleriyle tanışacağımız öğle yemeğinin ardından şehrin diğer yakasına gidiyoruz. Palacio Nacional’de eserlerini gördüğümüz Diego Bey’in eski eşi Frida Kahlo’nun geçmişte yaşadığı ve çalışmalarını yaptığı, şu anda müze olan evi ziyaret vakti. Ev ziyareti sonrası Mexico City’de güneşi batırmış olacağız. Günün kapanışını ise şehir merkezindeki restoranımızda akşam yemeğini yiyip otele dönerek yapacağız.
Kahvaltı sonrası otelimizden ayrılıp 2300 yıllık tarihe ev sahipliği yapan Teotihuacan antik şehrine hareket ediyoruz. Bu şehrin kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmiyor. Ancak Aztekler öncesi Orta Amerika’nın en büyük kenti imiş kendisi. Kent o kadar eski ki Aztekler o tarihten 1000 yıl sonra geldiklerinde bile kent harabe halindeymiş. Bu devasa şehri gezip piramitlerine tırmandıktan sonra öğle yemeğimizi buraya yakın yerel bir restoranda yiyeceğiz. Akşam yemeğine kadar kısa bir boşluğumuz var, dinlenmenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü akşam yemeğine özel bir sözümüz var 🙂
Sabah kahvaltısı sonrası yönümüzü Mexico City’den Merida’ya çevirmek için havalimanına doğru yola koyulacağız. Merida ülkedeki en önemli kolonyal şehirlerden. Şehir merkezindeki gezimizin ve öğle yemeğinin ardından sıradaki durağımız ise sarı şehir Izamal olacak. Buraya sarı şehir denilmesinin basit bir sebebi var, şehirdeki binalar sarı renkle boyanmış 🙂 İspanyollar İzamal’a geldiklerinde şehrin ana Maya tapınağını yıkıp tapınağın taşlarından San Antonio de Padua manastırını inşaa etmişler. Bugün bu manastırın altında halen Maya tapınağının kalıntıları bulunuyor. Manastır gezisi sonrası şehir merkezinde bir yürüyüş yapıp geceyi de geçireceğimiz Valladolid’e geçeceğiz. Dinlenmekte fayda var zira ertesi gün bazı doğa ve dünya harikalarıyla randevumuz var.
Kahvaltı sonrası Meksika Küba turu esnasında en sevdiğimiz doğa deneyimlerine başlıyoruz, cenoteler! Bundan 30 milyon yıl önce Meksika’nın Yucatan yarımadasına isabet eden meteorlar bu bölgede birçok çukur oluşturdu. Bu çukurların içi zamanla su ile doldu ve kireçtaşı yapılı çukurlar daha da büyüyerek cenoteler hatta mağaralar meydana geldi. Peki burada nasıl deneyim yaşayabiliriz diye merak edebilirsiniz. Bu yapıların içini dolduran kristal mavi tatlı sular hem harika bir manzara sunuyor hem de bu sularda yüzmek inanılmaz keyifli. Belki de cenoteler Meksika’da en keyif alacağınız deneyim olabilir. Bugün yarımada içerisinde bulunan yaklaşık 6000 cenoteden muhtemelen en önemlisi olan Ik Kil ile başlayacağız güne.
Ik Kil’in ardından rotamızda çok özel bir cenote var; Xux-Ha. #BaşkaTürlüKeşif seyahatlerinin uzun ve yorucu çalışmalarının ardından rotamıza eklediğimiz Xux-Ha’da bize özel zamanları çok seveceksiniz.
Öğle yemeğinin artık bir dünya harikası bizi çağırıyor olacak; Chichen Itza. Mayaların tüm Yucatan yarımadasındaki kalbi olarak niteleyebileceğimiz Chichen Itza’da uzun uzun konuşma şansımız olacak.bu gece yine Valladolid’deyiz.
Kahvaltı sonrası sıra gelecek bazı vahşi yaşam karşılaşmalarına ve adrenalin deneyimlerine; hedefimiz Punta Laguna. Ormana girmeden önce orman cinlerinden izin aldığımız bir Maya ayinine katıldıktan sonra maymunlara selam verip, gölün üzerinde zipline yapma hakkına sahip olacağız. Öğle yemeğimizi de yedikten sonra Karayip kıyılarına doğru yola koyulabiliriz. Otele yerleştikten sonra akşam yemeğine kadar ülkenin en renkli şehirlerinden Playa del Carmen’de gezip dolaşmak serbest.
Yemek, doğa, tarih ve kültür hepsinin bir araya geldiği Yucatan yarımadası bize göre Meksika’nın en keyifli bölgesi. Bugün Tulum harabeleri ile güne başlıyoruz. Mayalardan günümüze kadar kalmayı başarmış 800 yıllık bu harabelerin en ilginç kısmı masmavi Karayip denizinin hemen yanında olması. Dalga sesleri eşliğinde harabelerin hikayelerini dinleyip hemen sonrasında yönümüzü seyahatin en özel deneyimlerinden biri için yeni bir cenoteye; Sac Actun Cenote Sistemi’ne çevireceğiz. National Geographic’in dünyanın en uzun sualtı mağara sistemlerinden biri olarak tanımladığı cenote deneyimini uzun süre unutamayacaksınız. Gopro’nuzu yanınıza almayı unutmayın .
Bunca yogunluğun üzerine Tulum sahillerinde güzel bir yemeği hakettik elbette. Günün geri kalanı için tüm planımız Tulum sahillerinde margaritalarımızı yudumlamak 🙂
Bugün Meksika’daki son günümüz. Playa del Carmen’in tam kalbinde yer alan otelimizden son bir alışveriş için daha çıkma şansınız ancak çok gecikmemek şartıyla, zira bugün seyahatteki yeni ülkemiz Küba’ya doğru yola koyuluyoruz.
Havana’ya varır varmaz kalacağımız casa’lara yerleşip akşam saatlerinde kendimizi Havana’nın keyifli sokaklarına ve lezzetli yemeklerine bırakacağız.
Kahvaltının ardından Küba’yı anlamak için kendimizi Eski Havana sokaklarına ve şehrin nabzının attığı meydanlara atacağız. Bu eskilerde bir kale-şehir olan Havana’nın yıllar içerisinde geçirdiği değişime kendi gözlerimizle şahit olmanın en iyi yolu. Daracık sokaklarını ve rengarenk yapılarıyla, Havana’nın kalbi olan 16. yüzyıldan kalma Obispo Caddesinde de Kübalılarla kaynaşacağız.
Deyim yerindeyse Havana sokaklarında kaybolduğumuz yürüyüşün ardından Küba Yemekleri’ne doyacağımız bir akşam yemeğimiz olacak. Günün kapanışını ise size bırakıyoruz. Dileyenler Havana’nın en eğlenceli kulüplerinden Fabrica de Arte Cubano’ya gidip Küba gecelerine akabilir ya da casa particulara dönüp rahat bir uyku çekebilirler.
Meksika Küba turu için bugünkü ilk durağımız Devrim Müzesi. Küba’nın yakın tarihinde neler yaşandığını, devrimin ne hüzünlü aşamalardan geçtiğini tüm çıplaklığıyla gördüp tarihe tanıklık ettikten sonra öğle yemeğimizi yiyeceğiz. Midelerimizi Küba lezzetleriyle şenlendirdikten sonra sıra klasik Amerikan arabalarıyla şehri selamlamada.
Havana’nın en unutulmaz deneyimlerinden klasik Amerikan arabalarıyla şehirde keyifli bir tur atıp soluğu Devrim Meydanında alıyoruz. Bolca fotoğraf çektirdikten sonra araçlarımıza atlayıp şehrin en özel noktalarından Hotel Nacional’in önüne park edeceğiz. Burada mojitolarımızı Karayip Denizinin nefes kesici manzarasına karşı yudumladıktan sonra sırada bir başka ikonik deneyim var. Atatürk büstünün de yer aldığı Liderler Parkı’nı ziyaret etmek için Havana’ya özgü sarı renkli, yuvarlak ‘coco taksi’lere bineceğiz. Coco taksilerle yapacağımız eğlenceli turumuzun ardından, Havana’nın salaş teraslarından birine “kendi mojitomutuzu yapmaya” gidiyoruz.
Başka Türlü Macera elbette sizleri düşündü! Seyahatten aylar sonra evinizde arkadaşlarınıza kendi yaptığınız mojitoyu ikram edip ‘nerede öğrendin bu kadar iyi mojito yapmayı?’ diye soranlara vereceğiniz cevabı şimdiden söylüyoruz; ‘tabii ki Küba’da’. Sonrasında da sıra “salsa dersimize” gelecek. Salsa önemli çünkü akşam yemeğini şehrin en güzel roof-top’larından Casa Alta’da yedikten sonra bu figürleri çılgın Küba sokaklarında sergilemek isteyebilirsiniz.
Sabah erken saatlerde özel aracımızla 30 dakika mesafedeki Havana Uluslararası Havalimanına ulaşacağız ve yine Türk Hava Yolları’nın direkt uçuşu ile İstanbul uçağında yerimizi alacağız. Dönüş yolu oldukça uzun ama neyseki hakkında konuşacağımız bolca anımız var 🙂
5,250 $
Ücret: 5,250 $
Ana sayfa